Ülkemiz kritik bir seçime daha yaklaşırken bayraklardan broşürlere, mitinglerden televizyon
reklamlarına, siyasal partilerin dikkatimizi çekmek, aklımızı çelmek için
birbirinden farklı yöntemler kullandığı bir ortamda oy verme kararımızı neler etkiliyor, hiç düşündünüz mü?
Genetik kodlar…
Politik kararlarımızı etkileyen bir gen olmadığı muhakkak.
Ancak içine doğmuş olduğumuz ailenin seçimlerimize olan etkisi elbette ki
yadsınamaz. Nesiller boyu bir partinin yanında saf tutmuş bir ailenin çocukları
o partinin sempatizanı olmak zorunda kalmasalar dahi karşı yönde bir siyasi
tavır sergilemekte zorlanabiliyorlar.
Etnik kökenimiz de siyasi tercihimizin
yönünü belirleyebiliyor.
Cinsiyet…
Siyasal araştırmalara göre genel eğilim, kadınların, bir çok
diğer haklar gibi erkeklere göre çok daha geç elde ettikleri oy verme
hakkını cinsiyetlerinden kaynaklanan sorunların üstesinden gelmek için kullanmaları
yönündedir. Kadının tarihten gelen ezilmişliği nedeniyle ezilenden yana tavır
sergilemeye yatkın olması erkeklere göre daha az statükocu olmasına neden
olabilmektedir. Değişim vadeden ve aynı
zamanda da kadınların toplumda daha etkin bir konumda olmasını destekleyen
partilerin kadın seçmenin tercih mührüne daha yakın olduğu düşünülmektedir.
Yaş…
Siyasal tercihlerimizi etkileyen bir diğer faktör yaş.
Yaşımız ilerledikçe değişime daha fazla direnç göstermeye ve statükodan yana seçimler
yapmaya eğilim gösteriyoruz. Tıpkı gençken değişim vaadi ile iktidara gelip
yaşlandıkça koltuğa yapışan liderler gibi seçmenler de marjinalken destekledikleri partiyi iktidarda
yosun bağlamış olsa da desteklemeye devam ediyorlar. Zaman içinde onların bu hazır desteğini
kaybetmek istemeyen partiler de giderek statükonun ayrılmaz bir parçası oluyor.
Yaşımız ne yazık ki bizleri gençlerden daha uzak bir tutum sergilemeye
yöneltebiliyor.
Dini İnançlar…
Dini inançlar siyaset arenasında açıktan malzeme
edilemeyecek kadar hassas konular olsa da kişinin dini inançları siyasi tercihlerini
etkileyebiliyor. Dinin tabu saydığı bir çok konunun sorgulanamaması nedeniyle
dindar insanların da statükodan yana tavır sergiledikleri, yelpazenin
sağına denk düştüğüne inanılan partilere oy verme eğiliminde olduğu düşünülüyor..
Eğitim ve Sosyo ekonomik düzey...
Bireyin yaşadığı toplumun görece şanslı olan bir bölümüne dahil olması da siyasi kararları üzerinde etkili oluyor. Kurulu düzeni korumak o düzenden en çok faydayı sağlayan toplum kesimlerinin misyonu haline gelebiliyor. Eğitimin işsizlikle sonuçlanmadığı durumlarda eğitimli azınlık da benzer şekilde kaybetmek istemeyeceği konumlar elde edip statüko yönünde tercih yapabiliyor.
Eğitim ve Sosyo ekonomik düzey...
Bireyin yaşadığı toplumun görece şanslı olan bir bölümüne dahil olması da siyasi kararları üzerinde etkili oluyor. Kurulu düzeni korumak o düzenden en çok faydayı sağlayan toplum kesimlerinin misyonu haline gelebiliyor. Eğitimin işsizlikle sonuçlanmadığı durumlarda eğitimli azınlık da benzer şekilde kaybetmek istemeyeceği konumlar elde edip statüko yönünde tercih yapabiliyor.
İhtiyaçlar…
Ulusal egemenlik, uluslararası politika, ekonomi yönetimi
konusunda verilen mesajlar siyasal kampanyaların merkezine otursa da seçmenin
tercihlerini bazen ait oldukları grubun bazen de bizzat kendilerinin
gereksinimleri belirleyebiliyor. İşsiz bireylerin onları işsiz bırakan düzene
karşı çıkmak yerine seçim sonrasında iş bulabilmek umuduyla o düzene destek
olma tercihini başka türlü açıklamak mümkün değildir. Statükoya karşı tavır sergilemesi beklenen
kesimlerin kişisel beklentileri nedeniyle statükoya sahip çıkması ilginç bir
çelişkiyi de gözler önüne seriyor.
Geçmişten beri çok sayıda araştırmaya konu olan siyasi tercihlerimiz, onları etkileyen faktörler bilim insanlarınca ortaya konsa da, belli sebeplerin belli sonuçlar doğurduğu basit bir süreçle açıklanamıyor.
Özellikle Türkiye gibi demokrasi geleneğinin askeri veya sivil
nedenlerle tam anlamıyla yerleşemediği ülkelerde
demokratik tercihlerin demokratik beklentilere uygun olarak yapılmasını
beklemekte güçlük çekilebiliyor. Siyasal partiler gerek ülkenin genel kabul gören değerleriyle
çelişmemek, gerekse daha fazla kişiden oy alabilmek için siyasi kimlikleri
ile çelişen vaatler de verebiliyor. Öyle
olunca siz var olduğuna inanageldiğiniz siyasi yelpazenin bir noktasındaki bir
partiye oy verdiğinizde, birbiriyle uyumlu standart bir paketi almış olmak
yerine zaman zaman partinin siyasi kimliğine uymayacak kimi opsiyonel özellikleri
de seçmiş oluyorsunuz.
Sonuç olarak seçmen de hangi partiye hangi nedenle oy
vermesi gerektiği konusunda ciddi bir bocalama yaşıyor. Seçmenin bu kararsızlığı bazı partileri
korkutuyor, bazılarını da iştahlandırıyor. Ancak teknoloji ve insan beyni
kararsızlığımızı çözmemizi sağlayacak çözüm önerilerini sunmakta güçlük
çekmiyor.
Daha önce bir benzerine İngiltere seçimlerinde rastladığım bir uygulama
görüşlerinize en yakın partiyi bularak size yardımcı olmayı amaçlıyor. Bilgisayar
ortamında hazırlanmış olan bir test, seçime girecek partilerin programlarında
yer alan unsurlara göre hangi partiye ne kadar yakın olduğunuzu tespit
edebilecek bir şekilde hazırlanmış. Sonuçlar doğrudan x partiye oy vermeniz
gerektiğini değil hangi partilere yüzde
kaç olasılıkla oy verebileceğinizi söylüyor.
Sonuca Şaşırabilirsiniz...
Eğer tercihinizi bir lidere olan duygusal bağlılığınıza göre
yapmadıysanız ve kendinizle yüzleşmeye hazırsanız bu test size oldukça
yardımcı olacaktır. Ama yine de sonuçlara şaşırabilirsiniz. Birinci sırada
gönlünüzde yatan parti çıkmayacağı gibi, konjonktür gereği belli bir nedenle desteklemeye
soyunduğunuz parti en son sırada görünebilir. Veya hiç hesaba katmadığınız bir
partinin tercihlerinize en yakın parti olduğunu görebilirsiniz. Daha da ilginç olan sonuç ise zıt kutuplardaki iki partinin tercihlerimiz arasında ilk sırayı paylaşabiliyor olmasıdır.
Bu tür uygulamalar kendini ifade etmekte güçlük çeken
partileri daha iyi tanıyabilmek için son derece akıllıca ve demokratik bir yol
olabileceği gibi ciddi şekilde seçimimizi manipüle etmek amacıyla da kullanılabilir. Ancak seçimlerimizin her şekilde manipüle edilmek
üzere yarışıldığı bir ortamda bu tür uygulamaların en azından kararlarımız üzerinde etraflıca düşünmemizi sağlayacağını ve bizi önyargılarımızdan bir nebze de olsa uzaklaştıracağını düşünüyorum.
Deneyip görüşlerinizi paylaşırsanız
memnun olurum.
Lerzan Özder, 22,05.2015, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fikirlerinizle katkıda bulunmak ister misiniz? Doğrudan buraya yazabilir, veya yazarın kendisine lerzanozder@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. Yeni yayın eklendiğinde haberdar olmak isterseniz google+ ikonunu tıklamanız yeterlidir.