Musikişinas bir arkadaş grubum var benim, kendileriyle vakit
geçirmekten çok hoşnut olduğum. Onları tanıyıncaya dek bilmediğim bir dünyaya
sayelerinde kapı araladım. Sesim ve eğitimim elvermese de onlarla birlikte
yalnızca güzel müzik dinlemenin zevkine kapılıp klasik Türk müziği
konserlerinin müdavimi oldum.
Konserler
genellikle birbirini tanıyan, en yabancısı bile az çok diğerlerine aşina bir
izleyici kitlesi tarafından takip ediliyor. Yaş ortalaması da tahmin edebileceğiniz
gibi fazla düşük değil. Ama icra sırasında yaşanan keyif popstarların hınca
hınç doldurduğu stadyumları inanın ki aratmıyor. Daha mütevazı ve derinden
hissedilen bir muhabbet konser boyunca izleyenlere eşlik ediyor.
Geçenlerde
grubumuzun fahri başkanı Gürmen Türkan Bey beni aradı ve müthiş heyecanlı bir tonda
şunları söyledi. "Lerzan, seni çok kıymetli bir sanatçıyla tanıştırmak
istiyorum. Bu fırsat bir daha eline geçmez. Yıllar sonra ilk kez özel bir etkinlikte sahne alacak. Mutlaka
gelip onu dinlemeni arzu ederim." Kim, dedim, Meral Uğurlu, dedi. Tanımıyorum, diyemedim... Ama Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği
korusunun emekli bir ses sanatçısının bu kadar saygı duyduğu bir hanımı da sahnede
görmek istedim.
Yer
bulamayacağımız endişesiyle epeyce erken ulaştığımız Eyüp Kültür Merkezi
sahnesinde en öndeki yerimizi aldık. Bende meraklı, heyecanlı bir bekleyiş... İlerlemiş yaşına rağmen 5 yıl sonra ilk kez
sahne alacakmış Meral Hanım... Kendisine
halen Cumhurbaşkanlığı korosunda da çalışmalarını sürdüren Münip Utandı ile "Klasik Türk
Sazları 5'lisi"* eşlik edecek. 3. Selim ve onun döneminde yaşamış
bestekarların eserlerini seslendirecekler.
Konser
saati geldiğinde salonun yarısı bile dolmuyor ama son derece zarif bir
hanımefendi sahnedeki yerini alıyor. O kadar narin ve o kadar ürkek ki, beden
dili hayatında ilk kez bir topluluk önüne çıkmış bir genç kızı andırıyor. Sonra
grup üyelerinden tanbur sanatçısı Birol Yayla konserde çalınacak eserlerin
özelliklerini ve hikayelerini aktarıyor izleyenlere. Yayla, Meral Uğurlu'nun, epeyce evvel veda
ettiğini sahneye kendilerini kırmayarak ilk kez bu konserle adım attığını
söylüyor.
Bu
sözler karşısında oradaki varlığımla gurur duymak yerine orada bulunmayanların
yokluğundan dolayı utanıyorum. Kendimi suçlu hissediyorum. 80'e yaklaşan yaşı
ile 1 aydır bizlere bu güzel ziyafeti vermek için hazırlanmış ve kusursuz bir
performans sergilemiş bu nadide sanatçıyı izlemeye daha fazla kişiyi gelmeye
heveslendirememiş olmaktan dolayı. Zararın neresinden dönülse kardır diyorum.
Hazır kendisinden Dede Efendi için düzenlenecek başka bir etkinlikte sahne
alması için söz alınmış... Bir sonraki konserde bu salon dolmalı diyorum. Bu
çorak iklimimizde gönüllerimizi şenlendirecek bu güzel hanımefendiyi daha çok
izleyici ile alkışa boğalım bir sonraki konserde. Onun hüzünle yaşaran mavi gözlerini
mutluluktan ağlatalım. Hak etmiyor mu
sizce de, Ne dersiniz?
Lerzan Özder, 22.01.2015, İstanbul
Meral Uğurlu'nun Vikipedia'da yer alan özgeçmişi
Lerzan Özder, 22.01.2015, İstanbul
Meral Uğurlu'nun Vikipedia'da yer alan özgeçmişi
1955 yılında, 15,5 yaşında ortaokul son öğrencisiyken ablasıyla İstanbul Belediye Konservatuvarı'na girdi ve Münir Nurettin Selçuk, Halil Bediî Yönetken ve Nevzat Atlığ'ın öğrencisi oldu. 1958'de henüz öğrenim görürken Emin Ongan'ın ısrarı ile İstanbul Radyosu'nun sınavına girdi. Burada Mesud Cemil, Cüneyd Orhon, Vecihe Daryal, Vecdi Seyhun, Fikret Kutluğ, Niyazi Sayın, Cevdet Çağla ve Hakkı Derman gibi sanatçılarla birlikte çalıştı. 1963 yılında Ankara Radyosu'nda çalışmaya başladı. Burada ise Rûşen Ferid Kam, Refik Ahmet Sevengil ve İsmail Bahâ Sürelsan'la birlikte çalıştı. 1978 yılında İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nda göreve başladı. İTÜ Türk Müziği Konservatuvarı'nda öğretim görevlisi olarak çalışan Uğurlu, İran, Irak, Afganistan, Almanya, Tunus, Cezayir, Mısır,KKTC ve Fransa'da konserlere katıldı ve solo konserler verdi. New York ve Washington'da solo konserleri vermenin yanı sıra CD kayıtları da yaptı. İsmail Baha Sürelsan ve Cinuçen Tanrıkorur birer eserini Uğurlu'ya ithaf etmiştir
*"Klasik Türk Sazları 5'lisi" Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu Solistlerinden
Münip Utandı yönetiminde Lütfiye Özer(Kemençe), Samim Karaca (Ud), Taner Sayacıoğlu (Kanun), Aziz Şenol Filiz(Ney) ve Birol Yayla'dan (Tanbur) oluşmaktadır.
Türk Musıkisinin özü klasik türk müziği. Medeniyetin ve kültürün zirve yaptığı, insan unsurunun ruhuna inildiği bir devirde sanatın ve estetiğin kaynaştırıcı ve pişirici toplumsal hayatı diri kılan nefeslerin birliği. Renklerin birbirine karıştığı, büyülü ebru güzelliği, hattın fermanlarda, hılye-i şeriflerde tezhiplerle vücut bulduğu günlerde yaşamak gibi bir duygudur gönüllerde.
YanıtlaSil